Zona Hastalığı
Zona Hastalığı, döküntülü ve ağrılı bir hastalıktır. Ağrısı o kadar çarpıcı ve o kadar yakıcıdır ki halk dilinde değişik isimler verilir. Bunlar, “Gece Yanığı”, “Cehennem Azabı”, “Cehennem’in Gül Kemeri” gibi adlardır.Zoster, döküntü demektir. Esasen derimizdeki döküntülere işaret eder. Zona Zoster ve Suçiçeği, ayni virüs tarafından oluşturulan ama farklı görüntüler arz eden iki ayrı hastalıktır. Bu hastalıklara neden olan virüs, Varicella Zoster olarak bilinir. Kısaca VZV olarak betimlenir.
Zona ileri yaşlarda, Suçiçeği ise çocuk yaşlarda ortaya çıkan bir VZV enfeksiyonudur. 10 yaşın altında bildirilen Zona olgusu hemen yok gibidir. Yaşamı boyunca her yüz kişiden 10 kişi zona ile tanışır. Bu, hiç de küçümsenecek bir oran değildir. Bir gece ansızısın herkesin başına gelebilir. Bu nedenle uyanık ve tedbirli olmak gerekir.
Zona’nın en önemli özelliği, çok şiddetli ağrısıdır. Hani çeken bilir acısını, dedirtircesine. Ortalama yedi gün kadar devam eder. Bir süre ara verip ayni şiddetle geri dönebilir. Etkin bir tedavi yapılmaz ise aylar hatta yıllar boyu devam edebilir. Bazı kişilerde ise çok hafif bir ağrı ya da yüzeysel bir kaşıntı söz konusu olabilir. Bu tür durumlar, ağrı eşikleri yüksek olan şeker hastalarında ya da duyu sinirlerinin bozulduğu çeşitli nöropatik hastalıklarda karşımıza çıkar.
Zona tepeden tırnağa kadar, vücudumuzun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Göz çevresinde olanları daha risklidir. Böyle durumlarda tedavi, Göz Hastalıkları Uzmanı ile ortak yürütülür.
Ağrı ile birlikte genel bir kırgınlık ve hafif bir baş ağrısı olabilir. Bu durum daha çok hastalığın başlangıcında hatta döküntüler olmadan önce görülür. Ağrıyan bölgede önce kızarıklık şeklinde bir döküntü oluşur. Kızarıklığın ortasındaki küçük kabarcıklar adeta uçuk gibidir. Bu uçukların birkaçı birleşip daha büyük kesecikler oluşturabilir. Iyileşme safhasına doğru bu kesecikler kurur ve kabuk tutar. Bu dönem de ağrılı ve kaşıntılı geçer. Bu süre üç haftayı aşabilir. Döküntü ve kaşıntılar, belirtilen süreden daha uzun sürerler ise olaya bir bakteri iltihaplanması eklenme olasılığı yüksektir. Bu durumda tedavinin rotasını ek iltihaplanma olasılığına karşı yöneltiriz.
Zona döküntüleri, en sık göğüs kafesi ve sırt’ta görülür. Yüz ve ellerde enderdir. Döküntüler, Zona için tipik olsa da kural değildir. Hiç döküntü olmadan da sadece ağrı ile karakterize Zona hastalığı olabilir.
Çocukluk çağında geçirilmiş suçiçeği hastalığı seyrinde bazı virüsler, sinir kılıflarının içinde uykuya yatarlar ya da gizlenirler. Yıllar sonra vücut direncinin düşüğü bir anı yakalayıp, uykudan uyanır ve kelimenin tam anlamıyla bulundukları yerde saldırıya geçerler. Bulundukları yer, saklandıkları sinir kılıfları olduğu için tek bir hatta sanki bir kuşak ya da kemer gibi döküntü yaparlar.
Bu söylediklerim ile şimdi diyebiliriz ki Dikkat! Suçiçeği geçiren herkes ileri yaşlar için Zona adayıdır.
Günlük yaşamda ortaya çıkan ani ve derin bir üzüntü, inatçı bir hastalık ya da kaza, Zona ortaya çıkışını kolaylaştırır. Ayrıca her türden kanser hastalıkları ya da kanser nedeniyle yapılan ilaç ve ışın tedavileri Zona çıkışına neden olabilir.
Zona bulaşıcıdır
Zona bulaşıcı bir hastalık mıdır? Bu sorunun yanıtı evet’tir. Suçiçeği kadar olmasa da Zona, içi su dolu kabarcıkları ile temas etmiş kişilere bulaşır ve eğer daha önce geçirmemişler ise onlarda suçiçeğine neden olabilir.
Direnç kaybı ile ortaya çıkan Zona, bu olumsuz koşullar düzeltilmediği takdirde yaşam boyu 2-3 kez görülebilir. Ancak dördüncü kez tekrarı rapor edilmemiştir.
Zona tedavisinde antiviral ilaçlar kullanırız. Bunlar asiklovir ve vanasiklovir türevi ilaçlardır. Bu ilaçlar, ne kadar erken başlanır ise o kadar etkilidirler. Ağrılara karşı ağrı kesiciler veririz. Önce parasetamol grubu ile başlarız. Çok inatçı olgularda kortizon tedavisi uygularız.
Sıcak banyo zararlıdır. Ilık banyo yapabilirsiniz. Kabarcıkları kesinlikle patlatmayın, kendiliğinden kurumasına fırsat verin.