Mide Mikrobu
Bu yazımızda mide mikrobuna ve peptik ülserlere değinelim. Bu hastalıkların kısaca tanımlanması ve oluşmasında rol oynayan mide mikrobu – helicobacter pylori -‘den söz edelim Dünyadaki en yaygın infeksiyonlarından biri olan Helicobacter pylori infeksiyonu yaşamın ilk yıllarında alınmakta ve tedavi edilmedikçe hayat boyu devam etmektedir
Birçok ülser helicobacter pylori mikrobunun varlığı ile meydana gelir. Duedenal( onikiparmak barsağı ) ülserlerde Helicobacter pylorinin varlığı %100’e yakın oranla yüksek bulunmuştur. Bazı hastalarda Helicobacter pylori vardır , ancak ülser görülmez, bu yüzden helicobacter pylori varlığı yanında başka faktörlerde -örneğin irsiyet-kalıtım – olması gerektiği düsünülmektedir. Helicobacter pylori varlığı ülser yapması dışında müzmin gastrit yaptığı kesindir, ilerki yaşlarda mide kanserlerine yol açtığı da iddia edilmektedir.
Toplumumuzda herhengi bir zamanda mevcut ülserli hasta – yeni geçiren ya da geçirmiş – yüzdesi %2-6’dir. Duedenal ülseri , mide ülserine göre çok daha fazla görülür. Duedenal ülser 30-50 yaşları arasında daha sık olup , erkeklerde kadınlara göre 2-4 kat daha fazladır. Mide ülseri 60 yaşından sonra daha sık gözlenir ve kadınlarda daha çok görülür
Mide mukoza yüzeyinde – midenin koruyucu iç zarı – ya da onun çıkışından başlayan oniki parmak barsağı ( duodenum ) nın birinci kısmında – bulbus- yüzeyinde bulunan ve daha derin katlara – iç zarın altında kas, sinir, damardan oluşan 2.tabaka- media-, bir de organ dışı kılıf tabakası -seroza- vardır- kadar ilerleyebilen ve çoğunlukla Helicobacter Pylori adı verilen bakteriden kaynaklanan bir yaradır – endoskopide halıda delik gibi görünür- . Hastaların yüzde 10 kadarında bu mikrop bulunmaz.
Mide ve düodenal ülserlerinin başlıca nedenlerine gelince kan grubu 0 olan kimseler, psikolojik stres, travma, cerrahi operasyon gibi çeşitli fiziksel stresler, alkol, kafein ve sigara kullanımı, uzun süreli aspirin, kortizon veya antienflamatuvar – naproxen sodium ve benzerleri – ilaç kullanımı sayılabilir.
Helicobacter Pylori’nin rolüne değinelim Duodenal ülserlerin %95′ inde H. Pylori bulunur ve organizma yok edilmezse, ülser nüks eder. Bu nedenle, günümüzde Helicobacter Pylori eradikasyonu ( yok edilmesi ), ülser tedavisinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bunun için çok çeşitli antibiyotikler kullanılmaktadır. Az da olsa dirençli mikrop grupları vardır.
Sonbahar ve ilkbaharda mide ağrılarının ve diğer yakınmaların sıklığı artar.Vardiyalı – gece çalışan- işkollarında, bantlarda çalışan işçilerde, sosyal mesleklerde – yargı ve güvenlik mensuplarında, öğretmen, doktor, gazetecilerde, ev hanımlarında – sık rastlanır.
Peptik ülseri düşündüren başlıca belirtiler nelerdir gözden geçirelim Yemek sonrası ya da açlıkta karnın üst kısmında kemirme ve yanma şeklinde ağrı, geceleri bulantı ve mide ağrısıyla uykudan uyandıran ağrı – özellikle duodenum ülserinde , yiyecek alımıyla kaybolan ağrı-
Kusma ve ağrının kusmayla ortadan kalkması, gaz, aşırı acıkma ya da iştahsızlık, kansızlık ve kilo kaybı gibi belirtileri sayabiliriz.
Ülserlerin tehlikeli sonuçları vardır mide kanamaları, mide delinmeleri -perforasyon- ve barsak tıkanmalarıdır.Tedavi de operasyon zorunlu hale gelebilir.
Sindirim sistemi kanamalarının en büyük nedeni ülserlerdir. Bazen daha önce hiç mide ağrısı yakınması olmayan kişilerde bile görülebilir. Bu kişiler “kahve telvesi” gibi renkli bir materyel kusarlar ya da “katran renkli” siyah,kötü kokulu, yumuşak kıvamda gaita- dışkı- dışkılarlar. Başka belirti olmadan , gaitasının siyah renkli olduğunu farkeden kişilerin mutlaka bir sağlık kurumuna acil olarak başvurması gereklidir.Kusma ve siyah renkli feçes olmadan önce aniden fenalık gelmesi , soğuk soğuk terleme halinde de üst gastrointestinal kanamadan kuşkulanılmalıdır