Emir Nedir
emir, sahibi, başkan. Eskiden islam memleketlerinde devlet başkanı, vali ve yüksek rütbeli subaylara verilen isim. emirler bulundukları yerlerde dini, idari, askeri ve mali hizmetleri görürlerdi islamiyet Müslümanların işlerinin görülmesi, içte ve dışta emniyet ve güvenlerinin sağlanması, aralarındaki anlaşmazlıkların giderilmesi gibi pek çok meselelerini halledecek birini kendilerine başkan seçmelerine ehemmiyet vermiştir. Hatta yola çıkan birkaç kişinin aralarından birinin başkan olması sünnettir. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Üç kişi yola çıkdıklarında, birini kendilerine başkan yapsınlar. buyurmuştur
Emir ünvanı, islam tarihinde Hulefa-i Raşidin dört halife devrinden itibaren kullanılır. En yüksek rütbeli emir, devlet başkanı olan halife idi. Ona Emir-ül-Müminin de denirdi. Devlet başkanından başka emirlere vazifelerine göre ünvan verilirdi. Mesela, ordu kumandanına emir-ül-ceyş, emir-ül-ümera hac kafilesinin başında bulunanaemir-ül-hac adı verilirdi. Husüsi olarak, hazret-i Aliye de Emir denirdi. Ayrıca fethedilen yerlere tayin edilen valiler de emir ünvanını taşırlardı. emirler, bulundukları
bölgelerdeki dini, idari, askeri ve mali hizmetleri yürütürlerdi. Emevilerin ilk devirlerinde bu durum aynen devam etti. Daha sonra, bu bölgelere halifeler tarafından, zekat, harac, cizye toplamakla vazifeli olan ve amil denilen memurlar gönderilince, emirlerin, yetkileri sınırlandırıldı. Abbasiler devrinde de devam eden emirlik, kısmen değişikliğe uğradı. emirlerin bulundukları bölgelerdeki işleri ve idareleri hakkında bilgi toplayan ve ashab-ül-berid denilen bir vazife teşkil edildi.
Bundan başka, emirlerin yanında mali işlerden sorumlu amiller tayin edildi. Yine emirler dahil memurların yaptıkları haksızlıkları araştırmakla vazifeli sahibunnazar fil-mezalim adında bir devlet dairesi daha kuruldu. Abbasilerin son zamanlarında halife tarafından tayin edilen emirler, vergi vermeleri şartıyla, kendi bölgelerinde eyaletlerinde tam yetkiye sahib oldular. Bu emirler, zamanla hanedanlar kurdular. Tahiriler ve Ağlebiler böyledir. Bunlardan başka, Gazneliler ve Saffarilerde olduğu gibi, emirlerin kuvvet kullanmasıyla da devletler kurulmuştur.
Endülüs Emevi hükümdarları, Üçüncü Abdurrahmana kadar emir ünvanını almışlardır. Büyük Selçuklularda devlet adamları ve vazifelilerine de emir denildi. Vezire, emir-i büzürg büyük emir, sancakdara emir-i alem, esvabçıbaşına emir-i camehane denildi. Ayrıca askeri rütbeler derecelerine göre emir ünvanı ile zikredilmiştir. ilhanlılarda emir ünvanı, noyan ile eş manalı olup,
eyalet valilerinin ünvanı idi. Osmanlı padişahları ikinci Mehmede kadar ve fetret devrinde şehzadeler bu ünvanı benimsedi. Fakat bu ünvanı Yıldırım Bayezidin oğlu Süleyman Çelebi, Emir Süleyman diye doğrudan kullanmıştır. Anadolu beyliklerinde ve zamanla Osmanlılarda emirin yerini bey aldı.
Emir-ul-umera karşılığı olarak da beylerbeyi kullanıldı. Fakat Mekke valilerine emir-i Mekke daha sonra, Buhara ve Afganistan gibi müstakil küçük devletlerin başkanlarına da emir dendi. Günümüzde ise, Birleşik Arap Emirliklerinin başında bulunanlara şeyh denmektedir.